Seligman ve arkadaşları tarafından köpeklerle bir deney yapılır. İki aşamadan oluşan bu deneyde köpekler -her grupta sekiz köpek olacak şekilde- üç farklı koşulun bulunduğu gruplara atanırlar.
İlk grup şoktan kaçabilme imkanı olan grubu oluşturmaktadır. Bu gruptaki köpeklere elektrik şoku verilmiştir fakat kabinde bulunan bir butona basarak elektrik şokunu kesebilme imkanları vardır. Bu gruptaki köpekler butona basarak, şokun süresini azaltmayı kısa bir süre içerisinde öğrenmişlerdir.
İkinci gruptaki köpekler ise butona bassalar dahi şoka maruz kalmaktadırlar. Bu gruptaki köpekler butona basmayı denemiş fakat elektrik şoku devam ettiği için bir süre sonra vazgeçmişlerdir.
Üçüncü grup kontrol grubunu oluşturmaktadır. Bu gruptaki köpekler şoka hiç maruz kalmamışlardır.
Deneyin ikinci aşamasında köpeklerin hepsi iki bölmeye ayrılan bir alana götürülmüştür ve hepsine elektrik şoku verilmiştir. Bariyerden atlayarak diğer bölmeye geçebilen köpekler şoka maruz kalmayacaktır.
Bu şekilde yapılan birçok denemenin sonucunda; üçüncü grubu oluşturan kontrol grubu ve şoktan kaçabilme imkanı sağlanan ilk grup, diğer bölmeye atlayarak şoktan kaçmayı öğrenmiştir. Fakat şoktan kaçabilme imkanı verilmeyen ikinci gruptaki köpeklerin çoğu hiçbir şekilde diğer bölmeye atlamamışlardır. Birkaç köpek bariyerin diğer tarafına geçmiş olsa da ilk deneme sonrasında deney tekrarlandığında aynı çabayı göstermedikleri gözlemlenmiştir.
Bu durum “öğrenilmiş çaresizlik” olarak tanımlanmaktadır. Engel oluşturan, hareketlerimizi sınırlandıran, kontrol edilemeyen ve bir süre maruz kalınan etkenlerin zamanla ortadan kalksa dahi hala varmışçasına zihinde süreklilik kazanması şeklinde özetleyebiliriz.
Videoda izleyeceğimiz boz ayı, 20 yıl Romanya’da bir hayvanat bahçesinde tutulduktan sonra doğaya salınmış, fakat buna rağmen hayali hücresinde kendisini hapsetmeyi sürdürmektedir. Tıpkı butona bassa dahi şoka maruz kalan ikinci gruptaki köpekler gibi…