Robert ENKE: Darmadağın Eden Bir Hüzün Portresi

‘’Dünya hassas kalpler için bir cehennemdir.’’

                                                          (Goethe)

24 Ağustos 1977’de Almanya’nın doğusunda Jena’da başlayan ve 10 Kasım 2009’da kızının mezarının 200 metre ötesinde sona eren ve bizim fazlasıyla içinde olduğumuz bir hayat hikayesi Robert Enke’ninki…

11 Kasım 1995’te Hannover 96 karşısında ilk defa A takım forması giyen Robert Enke bundan 14 yıl sonra son maçına yine Hannover 96 forması ile çıkmıştı.

Arada geçen 14 yılda Robert Enke pek çok şey yaşadı ama onun peşini bırakmayan tek şey depresyon oldu. Henüz 25 yaşında Barcelona’ya transfer oldu. En üst seviyeye ulaştıktan sonra başarılar ile dolu bir kariyer yazmak belki çok daha kolaydı ama öyle olmadı.

Barcelona kariyerine İspanya Kupası’nda 3. Lig ekiplerinden Novelda karşısında oynanan maç ile başladı. Kupa maçının ardından günah keçisi ilan edilen Alman kaleci için zor günler başlamıştı. Barcelona’da o sezon ligde sadece 20 dakika forma giyebildi. Bu 20 dakika aynı zamanda Enke’nin La Liga kariyerini de oluşturdu. Enke için kötü geçen sezonun ardından 2003/04 sezonu öncesinde göreve gelen Frank Rijkaard’ın ilk icraatlarından biri Rüştü Reçber’i transfer etmek oldu. 2002 Dünya Kupası’nın yıldızı Rüştü de Barcelona’da dikiş tutturamayacaktı ama Rüştü’nün transferi Enke’nin Barcelona kariyerinin sona erdiği anlamına geliyordu

Enke’nin imdadına Daum yetişti, en azından öyle duruyordu. “Artık oynamak istiyorum. Kulübede oturmaktan sıkıldım” diyen Alman kaleci Daum’ın ısrarı sonucunda kiralık olarak İstanbul’un, Fenerbahçe’nin yolunu tuttu.
Fenerbahçe sezonun ilk maçında İstanbulspor’u ağırlarken kalede Enke vardı. Yeni takım, yeni şehir, yeni bir hayat… Hepsi 90 dakika sürdü. Balili’nin aşırtması ile başlayan maç Yordanov’un golü ile 3-0’a geldikten sonra tribünler Enke’nin tuttuğu her topta Alman kaleci ile dalga geçmeye başladı. Maçın ardından Daum ile görüşen Enke’nin geleceği için iki taraf da hemfikirdi: Ayrılık… Günlüğüne o zaman şunları yazmıştı:’’ Aklımdan cok kalbimi dinlemeyi öğrenmeliyim ve kalbim bana futbol için yeterli olmadığımı söylüyor. Basın ve insanların ne diyeceğinden .ok korkuyorum.’’. 90 dakika süren maceranın ardından Enke ülkeden ayrılırken geride ise spor gazetelerinin attığı “Enke’lek”, “Enke’k kaleci” gibi manşetler kaldı.

Enke bir süre sonra Almanya’ya döndü, Hannover 96 ile yeniden yükselişe geçeceği bir sezona başladı. Ama onu mahvedecek olay saha dışından geldi. Kalp problemi ile doğan minik Lara’nın sürekli operasyonlar geçirmesi gerekiyordu. Enke ise bu süreci hastane ile antrenman arasında geçirdi. 17 Eylül 2006 sabahında ise Lara daha fazla hayata tutunamadı. Bu Enke’nin en kuvvetli dayanağının da artık olmadığı anlamına geliyordu.

Altı gün sonra Hannover 96 formasını sırtına geçirip sahadaki yerini aldı. Maçtan sonra uzun uzun gökyüzüne baktı. 2 gün sonra ortadan kayboldu.10 Kasım 2009’da takımının sabah idmanına katıldıktan sonra önce kızının mezarını ziyaret etti ardından 200 metre ötedeki raylara gitti ve ‘Benden bu kadar’ dedi. Yakın arkadaşının deyimiyle dünyanın en nazik, en hoşgörülü futbolcularından biri böyle göçüp gitti ve geriye futbolun en hüzünlü hikayelerinden birini bıraktı…

1 COMMENT

  1. Allah taksiratını affetsin, insanlar intihar ettiğini yadırgayabilir ama Enke’nin ruh halini bilemeyiz ki…

LEAVE A REPLY

Bir yorum girin
Adınız

Exit mobile version