Sabaha Şiir Yazmış Gibiyim
Umutsuzluktan olsa gerek yorulur düşüncelerim.
İsimsiz sıfatlara sığmayan birkaç kafiye dökülür dilimin ücralarından,
hatta anımsarım da.
Sanki
“Sabaha şiir yazmış gibiyimdir” ve uykulu gözlerimden anlaşılır her halim, yine de benzetmelerim doğru mudur? bilemem.
Şayet umutsuzluktan olsa gerek desem de hiçlik kalır bana.
Düşlediklerimle yaşayamadığımı sanırım lakin bir ben bir de kara kalemimin kırılmaya yüz tutmuş hali,
anımsatır benliğime bugünlerin yarınımdan uzaklaştığını.
Söylenirim içimden, en ulaşılmaz yerinden seslenirim
yalnızca kendime…
yalnızcasına.
Ne bir sevda kiri bulaşır üstüme
Ne de üstümden ayrılmazcasına dünden. Kim bilir, vakitlerimin ötesinden kalan gam yüklü birkaç yaşantı karmaşasıyla yaşıyor olabilirim.
Hatta esrarengiz bir çocuğu dahi bu ruh haliyle içimde, ölüme terk edebilirim.
Biliyorum, çok sabit düşüncelerim. Doğruyu seçmekte zorlanırım onu da biliyorum ama hepsi umutsuzluktan olsa gerek.
Bil ki,
Tutunamadan sürdürdüğüm hasretliklerden,
Çocukken tırmanamadığım tel örgülerdendir.
Umutsuzluk diretmelerim biraz da çekmecemden
bulup da yazmaya yeltendiğimden.
En başından da dediğim gibi sabaha şiir yazıyorum şu sıralar.
Yazdıklarımın hepsi kendimi ararken bulamadan
Kayboluşumun eseri.