Mustafa Kemal paşa Ulusal egemenlik çatısı altında birleşerek ulusal egemenliğin yolunu açmayı hedeflemiş ve tam bağımsız bir devlet kurma amacıyla 19 Mayıs 1919’ da Samsun’a çıkmıştır. Dağınık bir direnişi birleştirerek Anadolu’nun her bir tarafında kongreler yapmak için 28 Mayıs 1919’da Havza ilçesine geçti. İzmir’in işgaline karşı aynı ruh ve heyecanla birleşerek bir direniş sağlamak amacıyla burada bir bildiri yayımlandı. 22 Haziran 1919’ da ise Amasya’da Mustafa Kemal Paşa önderliğinde Amasya Genelgesi imzalandı.
Amasya Genelgesi, Kurtuluş Savaşı’nın gerekçesi, yöntemi ve amacını açıklayan ve Türk Milletini yekvücut olarak mücadeleye çağıran bir ihtilal bildirgesidir. 7 Ağustos 1919 tarihinde Erzurum’da ise milli sınırlar içinde bir bütünlük sağlamak ve Doğu’da bir Kürt devleti kurmaya kesinlikle karşı çıkmak amacıyla bir kongre düzenlenmiştir. Bu kongrede, Kuvayı millîye’yi amil milli iradeyi hâkim kılmak esastı. 11 Eylül 1919 tarihinde Sivas kongresinde ise Heyet– i Temsiliyenin yayın organı niteliği taşıyan İrade-i Milliye gazetesi yayımlanmış ve Mustafa Kemal Paşa’nın liderliği güçlenmiştir. Sivas Kongresinin ardından Mustafa Kemal Paşa’nın katılımı olmadan da birçok vilayette kongreler düzenlenmiş, aynı şuur ve heyecan ile faaliyetler devam etmiştir. Misak ı millinin ilan edilmesi ile itilaf devletleri İstanbul’u işgale kalkışınca bir an evvel Ankara’da bir meclisin oluşturulmasına karar verildi. 23 Nisan 1920’de Mustafa Kemal Paşa’nın başkanlığında Birinci TBMM açılmış oldu. TBMM’nin 29 Ekim 1923 yılına değin devam ettirildiği çalışma disiplininin adı Meclis Hükümeti Sistemi ile anıldı. Meclisin daha güvenilir bir şekilde işleyişine devam edebilmesi için 29 Nisan 1920 tarihinde kendisine yönelen her türlü saldırıya karşılık olarak idamla cezalanacak olan Hıyanet-i Vataniye kanunu çıkartmıştır.
10 Ağustos 1920 tarihin de Osmanlı heyetinin imzalamış olduğu Sevr Barış Anlaşmasına tepki olarak TBMM 19 Ağustos 1920 tarihinde yapılan bir toplantıda Sevr Anlaşmasını tanımadığını ve imzalayan heyeti Hıyanet-i Vataniye Kanunu gereğince vatandaşlıktan çıkardığını duyurmuştur. 11 Ocak 1921 tarihinde kazanılan Birinci İnönü Muharebesi ile TBMM’nin yurt içinde ve yurt dışında saygınlığını arttırmış ve düzenli orduya asker olması için pek çok genci himayesi altında toplamıştır. Londra Konferansı her şeye rağmen Yeni Türk Devletinin varlığı hukuksal anlamda batılı devletler tarafından kabul edilmiştir. TBMM için bu da bir siyasi başarı olarak geçmektedir. Sevr Anlaşmasının uygulanması Türkler kadar Sovyet Rusya’yı da rahatsız etmiştir. Bu nedenle TBMM ile iyi geçinmek için anlaşma yolunu tutmuş, Moskova Anlaşmasını imzalamışlardır. Üç ay süre ile Başkomutanlık görevinde bulunan Mustafa Kemal Paşa bütün yetkisini kullanarak 8 Ağustos 1921 tarihinde Tekâlif-İ Milli Emirlerini yayınlamıştır.
Sakarya Meydan Muharebesi’nde Mustafa Kemal Paşa “Hattı Müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır. Bu satıh bütün vatandır. Vatanın her karış toprağı vatandaş kanıyla sulanmadıkça vatan terk olunamaz.” sözünü söyleyerek milli birlik ve beraberliğin altını çizmiştir. Sakarya Zaferinin en önemli siyasi sonucu belki de Fransızlarla imzalanan Ankara Anlaşması olmuştur. Mustafa Kemal Paşa “Ordular ilk hedefiniz Akdeniz’dir, ileri!” emriyle 30 Ağustos’da başlayan bu takip harekâtında 9 Eylül’de İZMİR, 11 Eylül’de ise Bursa kurtarılmıştır.
Mudanya Mütarekesi’nde boğazlar üzerinde ve Trakya’ya ordu geçirilememesi barış konferansında TBMM’nin pazarlık gücünü sınırlayacaktır. Lozan Antlaşması’nda sınırlar Türkiye-Suriye sınırı, Fransızlarla imzalanan Ankara Antlaşması’na göre kabul edilmiş. Türk-Yunan sınırı, Mudanya Ateşkes Antlaşması’nda belirlenen şekliyle kabul edilmişti. Gökçeada’yla Bozcaada Türkiye’de, diğer Ege adaları Yunanistan’da kalmıştı.