Sesimi Duyan Var mı?

Bir gün düşünün güneş açmış, çiçekler boy gösteriyor, her yer cıvıl cıvıl. Bugüne uyandık, bu harika yaz gününe… Fakat ne acı ki bazılarımız bugün defnedildi, bazılarımız nasıl kurtulacağını düşünüyor hatta yürek el vermez ama bazılarımız çocuk olduğunu bile unuttu. Ayırt edildik! Rengin siyah, cinsiyetin kadın, sen benim dinime mensup değilsin, sen benim milletimden de değilsin. Kimsin ki sen?Bana benzemiyorsun ancak benim gibi olduğunda seni ciddiye alırım. Aksi takdirde sen bir objesin. Seni kullanırım ve senin bedenin hakkında söz sahibiyim(!) Dayak yedik! Dur durak bilmeden kalplerimize değil mini eteğimize bakılarak, insaniyetimize değil rengimize bakılarak belki içimizde bir gram dahi kötülük yokken, öldürülürcesine dayak yedik. Hatta bunu yapanlar yetişkin, çocuk, bebek, hayvan demeden bunu yapmakta diretti. Sus dediler, sen kadınsın, okuyamazsın, gezip tozamazsın, gecenin bir vakti orada ne işin var, o eteği giyersen her şeyi hakedersin, sus! Ve sustuk ne yazık ki kendini ifade edemeyen, duygularını anlatamayan sokak hayvanları bile şiddete ve tecavüze maruz kaldı! Sorun sesimizde mi? Yeterince duyulmuyor mu çığlıklarımız? Bizim çığlığımız ancak bizim kulaklarımızda yankılanıyor. Bizim çığlıklarımız ancak bizi sağır ediyor.

Seviyor öldürülüyoruz, sevmiyoruz öldürülüyoruz, susmuyor öldürülüyoruz, susuyor daha çok öldürülüyoruz, bazen konuşmayı bile öğrenmemişken öldürülüyoruz.

Yaratılış gereği üstümüze bırakılmış bu ağır yükün altında eziliyoruz. Narin miyiz, güçsüz müyüz, kırılgan mı? Hayır! Zannettiğinizin aksine bir kadın, hatta küçük bir çocuk dahi şiddete eğilimli pislik zihniyetlerden kat kat daha güçlü. Korkuyor muyuz? Hayır, siz korkuyorsunuz. Yaptıklarımızdan ve yapabileceklerimizden. Keyfinizin bozulup rahatsızlık duyacağınız konuma gelmekten korkuyorsunuz. Gelişmemizden, istediğimizi yapabilmemizden, bu pislik zihniyeti yok edebileceğimiz gücümüzden titreye titreye korkuyorsunuz.

Bu fikriyatlarımı dile getirirken “biz” dili kullanıyorum çünkü bugün bu dünyada kendi egosunda boğulan, tek çözümü yumruklarını konuşturmak olan yaratıklarla, bir çiçeğin dalında bile zarifçe dokunup incitmemeye çalışan, kaldırımdaki hayvanlar korkup kaçmasın diye yol değiştiren insanlık apayrı türlerdir. Eğer bu dünyada yapılacak tek bir ayrım varsa o da bu iki türün arasındaki ayrımdır. Umuyorum ki bu ülkede bir kadın, bir çocuk, bir hayvan daha katledilip tecavüze uğramadan failleri kahrolur. Ve umuyorum ki kimse susmayıp başına gelenleri anlatmaktan çekinmez. Gönüllerimiz birdir, buna maruz kalmasak dahi kalmayacağımız anlamına gelmez. Bugün bu dünyada herhangi zararsız bir varlığa kaldırılan el hepimize kalkmıştır. Ve konuşup bunları anlatmak boynumuzun borcudur. Lütfen susmayın, lütfen boyun eğmeyin. Bundan sonra indireceğimiz tek yumruk şiddetin üzerine inen darbe olsun. Huzurla kalın!

NO COMMENTS

LEAVE A REPLY

Bir yorum girin
Adınız

Exit mobile version