Sessiz Düşünceler

Evinin merdivenlerinden hızlı adımlarla indi.
Ne yapacağını bilmez, tedirgin bir edayla sağa sola bakındı. İçinden büyük düşünceler geçiyor, fırtınalar kopuyordu. Belki de kıyametine yaklaşmıştı bunu düşünüyordu.
Koşmaya başladı sanki birini kaçıracakmış, bir yere yetişecekmiş gibi. Durmadan koşuyor, daha da hızlanıyordu. Nefes nefese kalmıştı. Saçları rüzgarın ve soğuk havanın etkisiyle yüzüne çarpıyor, nefesi birbirine karışıyordu. Binlerce belki tonlarca düşünce vardı aklında ama o kadar yakışıksız o kadar vurdumduymazdı ki bu düşünceler nerede karar kılacağını bilemiyordu. Taşlı yollardan geçerken denize yaklaştığının farkında değil gibiydi. Koştu, koştu, kalbinin ritmi birbirine karıştı, atışını kulaklarında duyuyordu. Konuşmadan bağırmadan acımıştı boğazları..
Durdu. Tam da kayaların yamacında, denizin kıyısında..
Düşünceler durdu, beyni sindi bir köşeye.
Haykırdı son hadde kadar.
Belirgindi tüm siması. Durmayan tek şey kalbi ve nefesiydi.
Ona bu alemde var olduğunu hatırlatan, onca şeye şahit olan kalbi… Kalbine dokundu, ne düşünürse düşünsün ne görürse görsün o tekti. Ona sahip çıkmalı, kendini ele vermemeliydi. Kapattı gözlerini. Kocaman açtı kollarını. Uçuşan saçlarının kokusu geldi burnuna. Martıların çığlığı, vapurun düdüğü, dalgaların çarpışı.. Kendini bıraktı yumuşacık yatağına, dindirdi acele çığlıklarını.. Söndürdü kendine kötü gelen ne varsa içinde.. Söndürdü ateşini…

1 COMMENT

LEAVE A REPLY

Bir yorum girin
Adınız

Exit mobile version