Astrologların yeni ay ile birlikte çok daha heyecanlı ve renkli geçeceğini ifade ettiği yeni bir ayın ilk hafta sonu. Bol bol hayal kurulabilecek, yeni kararlar alınabilecek, yeni hedefler belirlenebilecek ve bunları gerçekleştirebilmek için harekete geçilebilecek bir yeni ay olduğunu okuduk, dinledik. Yeni aydan ümitlendik.
Hayatımızda yenilikler yapmak için çok zaman bakış açılarımızı da yenilememiz gerekir. Kendimizden başlayarak yapabileceğimiz yenilikler için olmazsa olmazımız ise hayal gücümüzdür. Uzmanlar bol kitap okumanın hayal gücünü arttırdığını dolayısıyla hayata bakışı farklılaştırdığını söyler. Kesinlikle katılıyorum. Teknolojinin bir getirisi olarak film izlemek de kitap kadar olmasa da benzer katkıyı yapıyor aslında.
Özellikle gerçek hayat hikâyelerinden esinlenilerek yapılmış filmler favorimdir benim. Bu hafta paylaşmak istediğim film de böyle bir film.
Peter Pan’ı Bilmeyenimiz Yoktur
Peter Pan, İskoç kitap ve oyun yazarı James Matthew Barrie in en ünlü karakteridir. Kitap olarak da film olarak da her yaş grubunun sevdiği bir eserdir. Bu haftaki filmimiz de biraz da Peter Pan’ın yazılma serüvenini anlatır.
Dilimize “Düşler Ülkesi” olarak çevrilmiş olan Finding Neverland , gerek oyuncu kadrosu gerekse kurgu ve tasarımlarıyla izlenesi bir film. 2004 yılında yapılmış Dusten Hoffman ile Johnny Depp’in aynı filmde buluştuğu, Kate Winslet hayranlarını sevindiren, bol ödüllü bir film olma özelliğine sahip.
Matthew Barrie’nin kaliteli bir eser oluşturmak için parklarda dolaştığı bir zaman yeni tanıştığı ve hemencecik kaynaştığı ailenin dört çocuğundan esinlenerek yazdığı ve otoritelere de kabul ettirme sürecinin sancılarını izlettiriyor.
Yazarın hikâyesinden çok filmde işlenen asıl konu ise hayatta ne yaşanırsa yaşansın, onu yaşayanların bakış açıları ve hayal güçleri ile doğru orantılı olarak etkiler olgusudur. Olumsuz veya olumlu etkilenmek, olayı yaşayanların kendi elindedir teması görsel efektlerle süslenerek kabul edilebilir bir çizgide sunuluyor.
Bir Şeyi Gerçekten İstiyorsak Mutlaka Olur
Çocuk oyuncuların filme kattıkları ruh ve duygu inkâr edilemez. Özellikle Peter karakterini canlandıran, şimdilerde otuzlu yaşlarda olan oyuncu Freddie Highmore’un filme katkısı noktayı koyan son vuruş denilebilir.
Filmde Peter ’i yazmaya ikna etmek için James’in söylediği “bütün büyük eserler güzel bir deri cilt ve saygın bir başlıkla başlar” sözü tüm yazmak isteyenleri özendirecek bir cümle olarak akılda kalıyor. Bundan daha kalıcı olanı ise “yaptığımız şey, sıradan bir ağacı izleyenlere altınmış gibi göstermek “ifadesidir bana göre. Çünkü “bir şeyi gerçekten istiyorsak mutlaka olur.”
Johnny Depp ve Kate Winslet hayranlarını ekran başına kilitleyen, çocuklarla kaliteli vakit geçirmelik, tekrar tekrar izlenmek istenen bir film olduğunu hatırlatmak isterim.
İyi seyirler, mutlu hafta sonları.