Sosyopati ve psikopati genetik mi?
Soruya cevap vermeden önce sosyopat ve psikopatın kim olduğuna bakalım. Filmlerde akıl almaz cinayetler yapan, zalim tiplere psikopat ya da sosyopat deriz. Psikopati empati ve vicdan eksikliği ile karakterize olan bir kişilik bozukluğu olarak bu kişilik bozukluğunu ifade etmek için kullanılmaktadır. Sosyopati ise diğer adı antisosyal kişilik bozukluğu olan, psikopati ile alakalı bir psikolojik bozukluktur. Şimdi gelelim esas sorunuzun cevabına. Psikologlara ve psikiyatrilere göre, psikopati genetik bir yatkınlıktan ortaya çıkıyor. Sosyopati ise yetişme, çocukluk travmaları, duygusal istismar hikâyeleri gibi etraf faktörlere bağlı olarak gelişir. Tıbbi araştırmalara göre psikopatların beyin yapıları normal insan beyninden daha farklı şekildedir. Onlarda dürtü kontrol, hafıza düzenlenmesinden sorumlu beyne ait bölümler az gelişmiştir. Yani empati ve vicdan duygusundan ya tamamen ya da kısmen yoksundurlar. Ancak toplum ve ahlâkî davranışlara aykırı olacak davranışlarını mükemmel şekilde gizleyebilir, bencil davranışlar sergilerler. Psikopati biyolojik bir rahatsızlık olmasına rağmen teşhis edilmesi oldukça zordur. Bir cinayette, yakalandıktan sonra psikopatlar sosyopatlardan farklı olarak pişmanlık duymazlar. Sosyopatlar ise pişmanlıklarını “neden yakalandım?” diyerek yaşarlar. Sosyopatlarla psikopatlar davranıştaki benzerliklerden dolayı çok karıştırılabilecek kişilik bozukluklarıdır. Ancak sosyopatlar psikopatlardan daha az tehlike içermektedir. Toplumda %1 ihtimal ile bir psikopat ile karşılaşma oranı varsa sosyopatlarda bu %4 tür. Sosyopatlar narsistler gibi kendilerini görkemli hissederler, yüzeysel duygular ve dürtüsel davranışlar sergilerler. Sosyopatların psikopatlardan farklı olarak vicdan duygusu vardır ancak yine de davranışlarına engel olmaz bu duygu. Toplum için her ikisi tehlike içerse de psikopatların vicdan duygusundan yoksun olmaları ve kendilerini gizleyebilmesi onları daha tehlikeli kılar. Sosyopatiden farklı olarak psikopatinin tedavisi mümkün değildir.