Bir zulüm var gecede,
Damla damla büyüyen.
Akıtır gözünden yaşı,
Adam gibi dinleyen.
Bir ah var gecede,
Kalpleri delerek geçen.
Bir zemheri var dîlde,
Üfledikçe sönmeyen.
Bir ses var gecede,
Uykuları böldüren.
Kan mı damlıyor nedir,
Yoksa gözyaşım mı dökülen?
Bir özlem var gecede,
Bulutları sevmeyen.
Hüzün mü gökyüzündeki
Yoksa yüzün mü bana gülen?
Bir gül var gecede,
Burcu burcu kokmak isteyen,
Hürriyet mi bu gelen,
Yoksa dikenler mi penceremi süsleyen?
Bir ayrılık var gecede,
Vuslata hiç eremeyen.
Ferman-ı ilahî mi,
Yoksa mahşer mi kapıma gelen?
Bir sehpa, bir tabure var gecede,
Vurulmayı bekleyen.
Sehpa mı suçlu olan,
Yoksa insanlık mı çürüyen?