Yarınlara

YARINLARA

            Bel kırmaya gelmedik, bel doğrultmak maksadımız. Övüp övüp bitiremedik birbirimizi, gıdıklamaya doyamadık ne yazık ki. O kadar aşina olduk ki övgü sözleri işitmeye ve beklemeye artık gülemiyoruz gıdıklamalara dahi.

            Tevazu kanatlarımız şaha kalkmış alkış toplamakta, gönüllerimizin ahı kalmamış bal tatmakta. İrade yoksunu sinelerimizde cismaniyet cirit atmakta.

            Sıfatları şahsiyetlere değişmeye başladık, sıfatları değil şahsiyetleri alkışladık. Aidiyetsiz yaşamaya alıştık adeta, bağlılığımız kalmadı sıfatlara. İtaat hissimizse kayboldu gönüllerimize, kulaklarımıza ilişen fısıltılara gönül vermeyi adet edindik. Yüreğimizle severdik, aklımız yerini aldı. Unuttuk ki ‘Sevgi itaat ile başlar’ bir zamanlar yüreklerimize itaat ederdik bizler de. Şuan ise ürker olduk yüreklerimizden. Klişe sözlerin arkasına saklandık her daim: ‘Akıllı olalım bu zamanda’. Hayır kardeşim ‘yürekli’ olalım bu zamanda.  Elimize alalım yüreklerimizi, hissedelim nabız atışlarını. Her vurduğunda göğüs kafesimize çeşm oluştursun gözlerimizde; aranan baranlar doldursun avuçları…

            Beklemeyelim artık beklenen yarınları. Bizler diz çöktürelim yarınlara, bugünlere sürükleyelim. Evet, zaman dar, yarın kapıda yeter ki kapıyı arala…

Haydi be…

NO COMMENTS

LEAVE A REPLY

Bir yorum girin
Adınız

Exit mobile version